Büyük Sibirya Çay Yolu
HABERLERBüyük Sibirya Çay Yolu'nun şehirleri tarihte o kadar önemli bir rol oynamıştı ki, bu şehirler günümüzde dahi Rusya'nın hem ulaşım hem de elektrik ve telefon iletişiminin merkezleri durumundadır.
BUZ VE ÇAY - BÜYÜK SİBİRYA ÇAY YOLU
Çay Dünyası Gazetesi olarak sizlere daha önce Çin'in eyaletlerini ve Tibet, Laos, Burma'yı birbirine bağlayan tarihi atlı çay yolunu tanıtmıştık. Onun kadar bilinmese de tarihi önemi olan bir başka çay güzergahı da Büyük Sibirya Çay Yolu'dur. Günümüzden yaklaşık 300 yıl önce Çin'den alınan çay, kürk, bal ve bazı tahta oyuncaklar karavanlara yüklenir, çay yolu üzerinden Rusya'ya taşınırdı. Zaten Rus çarlığının da kendi iç ticaretini geliştirmek ve çarlığa bağlanan Sibirya eyaletlerine mal sunumu yapmak için yüksek dağları aşacak yeni yollara ihtiyacı vardı. Bu amaçla ilk olarak 1595'te Çar Feodor Loannoviç girişimlerde bulundu. Hem Çin'e hem de Sibirya'nın bakir bölgelerine yeni ve kısa yollar bulunması için emirler verdi. Açılan ilk yol başlangıçta sadece 227 km uzunluğundaydı. Aradan yüz yıl geçtiğinde Verkhotursky bölgesi önem kazanmaya başladı ve yolun bel kemiğini oluşturdu; özellikle İrbirt pazarı en önemli takas merkezlerinden biri konumuna gelmişti. Nerdeyse yıllık 5 milyon ruble çapındaki çay satışı ile hazineye de vergi geliri sağlıyordu.
17. yüzyılın ortasına gelindiğinde Rusya'nın dış ticaretteki en büyük ilgisi Çin'e yönelmişti. Rusya'dan Çin'e ilk büyük ticari kervan 1666 yılında yola çıktı. Sadece 20 sene içinde Rusya ile Çin arasında bir kervan trafiği oluşmuştu ve senede en az bir kere büyük bir kervan düzenleniyordu. Bu kervanlar; Moskova, Yaroslavl, Kostroma, Turinsk, Tobolsk, Ishim, Novosibirsk, Kalgan, Pekin gibi tanınmış tüm yerleşim birimlerine uğramaktaydılar. Çin'den Rusya'ya uzanan çay yolu Wuhan eyaletinde başlıyordu. Buraya önce Çin'in güney eyaletlerinden farklı yollarla çay getirilirdi. Sonra bu toplanan çaylar, insanın nefesini kesen kar fırtınaları ve ölümcül tehlikelerle dolu Moğolistan stepleri, dağları üzerinden, sıklıkla donan Baykal gölü de aşılarak zorlu bir yolculukla hedeflerine ilerlerdi. Ana hedef Rusya'daki büyük şehirler ve ticari fuarlardı. Çay yolu üzerinde 120'den fazla ticari merkez-fuar bulunmaktaydı. Eğer Moskova'ya gelen çay ihtiyaç fazlasının üzerine çıkmış ise, yağmurlu mevsimlerde hep yatağından taşan Kama ve Volga nehirleri de aşılarak farklı şehirlere ulaştırıldı. Artık, ana yol ve yan yollarla birlikte Çay Yolu'nun uzunluğu 10 bin kilometreyi aşmıştı; fakat zorlu yolculuklara alışık bölge halkı zaten iş bulma derdindeydi ve bu tür tehlikeli güzergahları sorun etmiyordu. Kervanlarda işçi, hamal, rehber gibi kişiler yanında silahlı koruyuculara da ihtiyaç vardı ve tüm bunlar bölgelerin iş istihdamlarına, ticaretlerine olumlu katkı sağlıyordu.
Gelişen ihtiyaçlar doğrultusunda Rusya ile Çin arasında devletler düzeyinde yeni ticari antlaşmalar imzalandı. Nihayet 1781 yılında Büyük Sibirya Çay Yolu bir törenle resmen hizmete açıldı. Bu yol bir dizi eyaleti birbirine bağlayarak Çin sınırları ile Moskova ve Sibirya arasında işleyecekti ve gelecekte de büyük Moskova otoyolunun temelini oluşturacaktı. Güçlü ve hırslı bir çariçe olan Katherina, geçmişte bazı siyasal sebeplerle ambargo konulan Kyakhta şehrine serbest ticaret hakkı tanıyınca, şehir kısa zamanda hareketlendi ve Güney Asya'dan gelen malların yaklaşık e'i bu şehir üzerinden geçmeye başladı. Ülke çapında ticarette ise nerdeyse @'lık bir hacme sahipti. Kyakhta artık Rusya'nın çay başkenti diye anılıyordu. Çin-Moskova-İç Sibirya arasındaki bu çay yolunun merkezleri o kadar meşhur olmuştu ki, şehirlerdeki önemli cadde ve sokaklara çay yolunu hatırlatan isimler veriliyordu ve bunlar, çay yolunun önemini kaybetmesinden sonra bile tarihi mekanlar olarak hizmet sunmaya devam ettiler.
Bu arada Çin'deki tüccarlar da boş durmuyorlar, pazarın güçlenmesi için ellerinden geleni yapıyorlardı. Şanslarına, Çin'den gelen bu büyülü bitki, Rus halı tarafından çok sevildi ve kısa sürede Rus kültürünün önemli parçalarından biri oldu. 19. yüzyıla gelindiğinde, artık çaysız bir Rusya'yı düşünmek imkansız hale gelmişti. Çay ticaret hacmindeki gelişme ile birlikte sürekli olarak yeni pazarlar aranıyor, farklı halklar arasında iletişim çoğalıyor ve yeni teknolojiler geliştiriliyordu. Bu sayede, daha önce bilinmeyen yeni kasabalara ve yerleşim birimlerine ulaşmak da mümkün olmaya başladı. 19. yüzyılın sonunda büyük Trans-Sibirya demiryolunun inşaatına başlandı. Bu demiryolu, Sibirya'nın ana kentlerini ve uzak Asya bölgelerini de dolaşarak Moskova ile St.Petersburg'u da birbirine bağlayacaktı. Ana hattın bitirilmesi 20 yıl sürdü ve düzenli seferler ancak 1903 yılında başlayabildi. Böylece Rusya'nın en önemli ticari ulaşım sorunlarından biri halledilmişti. Pasifik okyanusuna giden yol kısalmış, nakliye masrafları azalmış ve ürün fiyatları herkesin almasını sağlayacak makul seviyelere gelmişti.
Büyük Sibirya Çay Yolu'nun şehirleri tarihte o kadar önemli bir rol oynamıştı ki, bu şehirler günümüzde dahi Rusya'nın hem ulaşım hem de elektrik ve telefon iletişiminin merkezleri durumundadır.
Araştıran ve Yazan:Levent Ertürk
İlginizi Çekebilir